Belki de bu yazıyı görmen bir tesadüf değil.
Sabah alarmı çaldığında yataktan kalkmakta zorlanıyor musun? İş toplantılarına girerken yüzünde istemsiz bir mimik mi beliriyor? Ya da iş çıkışı eve dönerken kulağında hep aynı düşünce mi çınlıyor: “Böyle gitmez.”
İşte bunlar, iç sesinin sana küçük ama net mesajlar verdiği anlar. Bazen bunları görmezden geliriz. Çünkü alışkanlıklar, düzenli maaş, çevresel beklentiler ve belirsizlik korkusu bizi yerimizde tutar. Ama bir noktadan sonra “konfor alanı” dediğimiz şey, aslında gelişimimizi engelleyen bir çapa haline gelir.
Bu yazıyı yazmak İnanç Ayar’ın “Bir Yaşam Felsefesi Olarak Girişimcilik” podcast serisinin ilk bölümü olan “Hayat Size Hangi İşaretleri Gönderir” yayınından sonra aklıma geldi. Mutlaka dinlemelisin.

Kariyer Değişikliği Zamanının Geldiğini Nasıl Anlarsın?
Bu sorunun tek bir cevabı yok. Ama bazı işaretler var ki, birçoğumuzun hikâyesinde ortak. Danışanlarım ile yaptığım görüşmelerin birçoğunda ortak yönler vardı;
- Hayatım trafikte geçiyor
- Ofis ortamında herkes birbirinin kuyusunu kazıyor
- Dedikodu ortamı beni boğuyor
- İşimde garantide olmadığımı hissediyorum
- Gelirim bana yetmiyor ama zam da alamıyorum
- İnanır mısın sadece %10 zam yaptılar
- Her gün aynı şeyleri yapmaktan bunaldım
- İzinlerimi kullandırmadılar
- Nerede öyle 15 gün izin alabilmek?
Bu ve benzeri bir duygu ve düşünce var elbette ama bazıları çok güçlü. Bunlar kariyer değişikliği zamanının getirdiği alarmlar.
İşte bu alarmlardan bazıları:
1. Artık Heyecan Duymuyorsun
İşine dair heyecanını yitirdiğini fark ettin mi? Önceden bir projeye başlamak seni motive ederken, şimdi sadece “yetiştireyim de bitsin” kafasındaysan… Bu bir kırmızı bayrak. Sürdürülebilir başarı ve mutluluk için içsel motivasyon önemli. Sadece maaş için çalışmak bir süre sonra ruhsal tükenmeye yol açabilir.
Bir insanın en değerli şeyi olan “zamanını” satıyorsun. Ömründen verdiğin süreler karşılığında hayatına devam ettiğin kısır bir döngüde olabilirsin. Bazı kişiler için kırk yıllık meslek hayatında aynı rutini yaşamak daha mantıklı da olabiliyor. 25’te başlıyor 65’te bitiriyor. Artık hayatı tamamlanmış oluyor. Ardından şunu diyor; “zaman su gibi açıp gidiyor gençler, gençliğinizin kıymetini bilin”. Aynı kişiler bir de hemen işinizi gücünüzü elinize alın gibi ezberden sözleri de söyleyen kişiler. Burada büyük bir tutarsızlık var. Sebebi de hayatlarını yaşamadıkları -sadece nefes aldıkları- için bu kısma dair bir tavsiyede bulunamıyorlar.
Heyecan duyabileceğiniz bir işe ihtiyacın olabilir. Bu alanda sevdiğim iki sözü seninle paylaşmak istiyorum.
“Sevdiğin işi seç, ömrün boyunca bir gün bile çalışmış olmazsın.” – Confucius
“Yaptığınız işi sevmeden gerçekten harika işler çıkaramazsınız. Henüz bulamadıysanız, aramaya devam edin. Vazgeçmeyin.” – Steve Jobs

2. Öğrenme ve Gelişim Durdu
“Artık hiçbir şey öğrenmiyorum” düşüncesi seni yokluyorsa, kariyer değişikliği için bu ciddi bir uyarıdır. Özellikle hızlı değişen bir dünyada, kişisel gelişimin durmuşsa işin seni geleceğe taşımıyor demektir. Kariyer dediğimiz şey, bir unvan değil, bir öğrenme yolculuğudur. Bu yolculukta durmak, geriye gitmekle eşdeğer.
Her yeni dijital araç veya inovasyon çıktığında “mesleğimizi elimizden alacak” diye yaygara koparanlara dikkat et. Bu düşüncedeki kişiler değişmeden ve gelişmeden bir ömür geçirmek isteyen dişli çarklarıdır. Ama ne yazık ki kötü bir haberim var. Zaman artık daha hızlı değişmekte. Eskiden 1000 yılda olan değişimler 100 yıla, son 100 yılda 20 yıla, 21. yüzyılda ise 5-10 yıla düştü. Bu değişimin baş döndürücü olduğunu kabul ediyorum ama bu bir gerçek. Yeteneklerin 5 yıl sonra kullanılmaz hale gelebilir.

3. Değerlerinle Çatışıyorsan
Yaptığın iş ya da bulunduğun kurumun değerleriyle artık örtüşmediğini hissediyorsan, her gün içsel bir mücadele veriyorsun demektir. Belki daha özgürlükçü, daha yaratıcı ya da daha anlamlı bir iş arayışındasın. Bu çatışma seni her geçen gün biraz daha yorar.
Üretkenliğini engelleyen bir kurum kültürü ile mücadele etmek imkansızdır. Bir süre sonra kendinden vermek gerekir ama kendine de saygını kaybetmek istemezsin. Etik süreçlerin hoşuna gitmediği yerde dikenler sırtında yaşamak zor bir mücadele örneği.

4. Esneklik ve Özgürlük İsteği Artıyor
Son zamanlarda uzaktan çalışmayı daha çok istemeye başladın mı? Belki sadece evden çalışmak değil, dünyadan çalışmak istiyorsun. Dijital göçebelik, freelance işler, lokasyondan bağımsız bir hayat… Bunlar kulağa artık daha mümkün ve çekici geliyorsa, zihnin sana yeni yolları düşündürmeye başlamış demektir.
Özellikle İstanbul, İzmir, Bursa, Kocaeli, Adana, Kayseri gibi deprem riski olan büyük şehirlerde yaşamamak veya bu şehrin kalabalığının çaldığı zamanı geri istiyorsan bu bile başlı başına yeterli bir sebep. Özellikle İstanbul’da yaşayan arkadaşlarımın rutin isyanı olan “kelle koltukta yaşıyoruz” , “bir deprem olsa bittik” gibi söylemleri beni de çok üzüyor.

5. Yaratıcılığın Tetikleniyor
İçinde bir şey üretme, bir şey tasarlama, bir şey satma isteği varsa ve bu isteği mevcut işin karşılamıyorsa, yeni bir alana geçiş kaçınılmaz olabilir. UX/UI tasarımıyla ilgilenmeye başladın, belki yazılım kurslarına göz atıyorsun ya da dijital pazarlamayla ilgili içerikler ilgini çekiyor. Bunlar boşuna değil. Bazen içten gelen merak, yön değiştirmenin ilk işaretidir.
Eğer yaratıcı bir ruhun varsa etrafını gözlemlerken sorunları fark etmeye başlarsın. Bu sorunların çözümleri için ise bir şeyler planlarsın. Bazı düşündüklerini başkaları yapar ve arkadaş ortamında “bunu düşünmüştüm ben var ya” dersin. Bu yıllar içerisinde tekrar eden bir durum olur. Sen yaratıcı bir zihne sahipsin. Ruhun, bulunduğu kap ile savaş halinde ve pişman yaşıyor.

6. Başkalarının Hikâyeleri İçini Kıpırdatıyor
Bir arkadaşının “freelance işe geçtim” dediğinde içten içe kıskandığın oluyor mu? Ya da LinkedIn’de “3 ayda uzaktan çalışan oldum” postları dikkatini çekiyor mu? Bu hisler yargılanacak şeyler değil. Aslında onlar, senin içindeki değişim arzusunun dışa yansıması.
Şahsen kendim de böyle paylaşımları çok yapıyorum ve keyif alıyorum. Çünkü nerede olmak istediğime kendim karar verdiğim bir iş yaşamı her zaman hayalim olan bir şeydi. Bu arada sadece uzaktan çalışan olmaktan bahsetmiyorum; bu konuya Muhasebeci idim şimdi tasarımcılığa başladım ve e-ticaret yapıyorum diyenler de dahil. Hikaye kendini gerçekleştirme noktasında başlıyor.

Kendi Hikâyem
Benim için de benzer sinyaller vardı. Sabahları işe gitmek istemediğimi kendime bile itiraf edemediğim zamanları hatırlıyorum. Ciddi bir tempo ile KPSS’ye sarılmıştım. Sonrasında sınavı da kazanmış, mülakatları geçmiş ve fena olmayan bir memurluk kazanmıştım.
Etrafımdakiler “Bu kadar iyi maaş ve ortamda insan daha ne ister?” diyordu. Ama içten içe mutsuzdum. Atanacağım zamanı bekliyordum. Atandım ve bana belge teslimi için 15 gün tanıdılar. Ailem ve çevrem havalara uçtu. Ama ben düşünmeye karar verdim.
Okulumun son yıllarından atanmama kadar geçen bu 3 yıllık süre zarfından bol bol seyahat etmiş ve birçok insanı tanımıştım. Kısa süreli işlerde çalışıp otostoplu gezilere çıkıyor ve maksimum yer gezmek için çadırda veya arkadaşlarımda kalıyordum. Günlük 10 liraya yaşayabildiğim zamanlardı.
Memurluğu düşünme esnasında beni en iyi tanıyan ve çeşitli alanlarda başarılı olmuş 20 ile 70 yaş arası 7-8 arkadaşıma ne yapmalıyım diye sordum. Tek bir cevap aldım: “senin ruhuna bu yaşantı uygun değil”.
Aileme bu durumu açıkladığımda beni desteklemediler. Cebimde 35 lira ile evden ayrıldığımda ne olacağını bilmiyordum. Çok ayrıntıya girip sıkmak istemiyorum. Velhasıl birkaç ay sonra seyahat blog yazarlığı teklifi aldım. Gezmek için para, para için gezmem gerekiyor denklemini oturttum.

Önce freelance içerik üretimiyle başladım. Ardından sosyal medya içerikleri ve kitap yazma derken bir baktım, sabahları heyecanla uyanıyorum.
Kendime yatırım yaptıkça özgüvenim arttı. Yavaş yavaş dijital göçebe olarak yaşama geçtim. 15 ülke gezdim, 3 dil öğrendim ve hala yenilerini öğreniyorum. Şimdi dünyayı gezerken başkalarının yaptığı gibi çalışarak gezmeyi öğretmek için danışmanlık yapıyor ve benzer yollardan geçenlere destek oluyorum.
Peki, ne yapabilirsin?
Eğer yukarıdaki işaretlerden birkaçını bile kendinde fark ettiysen, dur ve düşün. Hemen istifa et demiyorum. Ama bir yol haritası çizmeye başlayabilirsin:
- Dijital becerilere göz at. (Yazılım, tasarım, sosyal medya, içerik üretimi vb.)
- Küçük freelance işler deneyerek adım at.
- Kendi ilgi alanlarına göre kurslar al, denemeler yap.
- Uzaktan çalışmayı mümkün kılan meslekleri araştır.
- Ve en önemlisi: Yalnız değilsin. Ülkenin yarısı aynı sorunları içinde taşıyor.

Birlikte Hareket Edelim
Eğer kafanda çok şey dönüyor ama nereden başlayacağını bilmiyorsan, bu süreçte sana rehberlik edebilirim. Hedefin dijitalde yer edinmek, uzaktan çalışmak ve kendi yolunu çizmekse, sana özel bir plan oluşturalım. Birlikte neler yapabileceğimizi görmek istiyorsan danışmanlık sayfasını ziyaret edebilirsin.